Akdeniz’in Genel Özellikleri
Akdeniz, batıda Atlas Okyanusundan doğuda Asya'ya kadar uzanan ve Avrupa'yı Afrika'dan ayıran bir iç deniz. Bugünkü durumuyla oldukça küçük ve fazla derin değil. Dünyanın en büyük iç denizi de diyebileceğimiz Akdeniz'in, toplam alanı, Karadeniz dışında 2.5 milyon km2. Derin ve karalar arasında uzunlamasına sıkışmış bir çöküntüyü kaplayan Akdeniz'in, 1500 m olan ortalama derinliği, Atlantik, Pasifik ve Hint Okyanuslarının yaklaşık 4000 m olan derinliği ile karşılaştırıldığında çok az. Ancak, yine de epey derin olan ve görece küçük kıta sahanlığına (kıyıya yakın verimli balıkçılık alanları) sahip olan Akdeniz'i sığ olarak nitelendirmek yanlış olur. Akdeniz kıta sahanlığının dar olması balık populasyonunu olumsuz yönde etkilemekte
Tuzluluk ve Yoğunluk
Sıcak iklimin bir sonucu olarak, Akdeniz'in suyunun büyük kısmı buharlaşır. Buharlaşma ile Akdeniz'in tuzluluğu ve yoğunluğu artar. Genellikle buharlaşma yoluyla kaybedilen su, yağmur ve nehir suyuyla kazanılandan daha fazladır. Akdeniz, buharlaşma sonucu yitirdiği suyun ancak üçte birini akarsularla yeniler, Atlantik Okyanusu'ndan Akdeniz'e sürekli bir yüzey suyu akıntısı vardır. Saniyede yaklaşık 1 milyon m3 su, Cebelitarık kanalıyla Atlantik Okyanusu'ndan Akdeniz'e geçer. Aynı anda daha az bir miktar da, Akdeniz'den Atlantik'e geçer. Bu iki akıntı farklı seviyelerde gerçekleşir. Düşük yoğunluğa sahip Atlantik suyu, yüzeye yakın kısımdan; daha yoğun ve tuzlu su olan Akdeniz suyuysa dipten geçer. Az miktarda su da Çanakkale ve İstanbul Boğazları aracılığıyla Karadeniz'den gelir. Atlantik'ten gelen su, Cebelitarık boğazından geçtikten sonra Afrika'nın kuzey kıyısı boyunca ilerler. Tüm etkenler sonucunda, Akdeniz'in su tuzluluk seviyesi sabit kalır. Akdeniz, dünya denizlerine göre tuzlu bir denizdir. Ortalama tuzluluk oranı % 0.38, okyanusta ise % 0.35'dir. Bu oran yağış artışına ve buharlaşmanın azalmasına bağlı olarak batıya doğru azalır. Cebelitarık boğazında % 0.36 iken, Kıbrıs'ın güneyinde % 0.39,5'e ulaşır. Büyük ırmakların ağzında tatlı su tuzlu suya karıştığı için tuzluluk azalır
Sıcaklık
Akdeniz'de, tuzlulukta olduğu gibi batıdan doğuya gidildikçe yüzey sularının ortalama sıcaklığında bir artış görülür.Akdeniz’de yüzeydeki sıcaklıklar,yıllık ortalama olarak,havanın sıcaklıklarından daha yüksektir. Şubat ayında sıcaklık, denizin batı tarafındaki yüzey sularında ortalama 13-14 derece olduğu halde denizin doğu tarafında bu değer 17 dereceyi geçer. Ağustos ayındaysa batı kesimde ortalama 23 derece dolayında olan yüzey suyu sıcaklığı, Doğu Akdeniz'de 25-28 derece dolayında olur. Kış mevsiminde suların en soğuk olduğu mevsim Cenova körfezidir. Akdeniz kıyılarında kış aylarında yüzey sularının ortalama sıcaklığı, Fethiye-Anamur arası 15 derece; daha doğuda 16 derece oluyor. Ağustos ayındaysa sıcaklık batıda 26 derece, doğudaysa 28 derece.Derin tabakaların durgunluğu ve Okyanus sularıyla olan mübadelenin kafi derecede olmayışı sıcaklık rejimi üzerine tesir icra etmiştir.Aşağı yukarı 300 metreden itibaren 4000 metrelik derinliklere kadar her tarafta sıcaklık +13 derece civarındadır.Akdeniz iç denizler içinde homothermie’ye(muayyen bir derinlikten itibaren en derin yerlere kadar aynı sıcaklığın mevcut oluşu) iyi misal teşlik etmektedir.Homothermie tabakasının sıcaklık derecesi ve başladığı derinlik,yer yer,fark göstermektedir.Bu hal Atlas okyanusundan uzaklığa ve mevsime tabidir.Akdeniz’in batı havzasında,bilhassa İspanya ve Fas kıyılarında,bu tabaka yüzeye daha yakın ve sıcaklığı daha fazladır.Bunun sebebi Atlas okyanusunun yakınlığıdır.Yapılan termik iskandillere göre homothermie tabaka,yazın güney doğu İspanya’da Cartagena civarında 6 derece ile 12 derece sıcaklık ile 120 metrede bulunmuştur.Cezayir civarında 250 metrede rastlanan bu tabaka Tiren denizinde 12 derece ila 13 derece ile 200 ila 300 metrede ve Yunan denizinde 13.5 derece ile 600 metrenin altında bulunmaktadır…
Genel Dolaşım Sistemi ,Akıntılar ve Buharlaşma
Tuzlu olan Akdeniz suları Cebelitarık Boğazında alt akıntı ile
Atlas Okyanusuna, Atlas Okyanusunun az tuzlu suları üst akıntı ile Akdeniz'e akar. Bu akıntılar sırasında Akdeniz'e saniyede 1.750.000 metreküp su girerken, 1.680.000 metreküp su çıkmaktadır. Karadeniz'in suları ise boğazlar üzerinden Akdeniz'e akar; çünkü Karadeniz'in suları daha bol ve az tuzludur. Akdeniz'den saniyede 6.100 metreküp su Karadeniz'e akarken, 12.600 metreküp su geri dönmektedir.
, Atlantik Okyanusu'ndan Akdeniz'e sürekli bir yüzey suyu akıntısı vardır. Saniyede yaklaşık 1 milyon m3 su, Cebelitarık kanalıyla Atlantik Okyanusu'ndan Akdeniz'e geçer. Aynı anda daha az bir miktar da, Akdeniz'den Atlantik'e geçer. Bu iki akıntı farklı seviyelerde gerçekleşir. Düşük yoğunluğa sahip Atlantik suyu, yüzeye yakın kısımdan; daha yoğun ve tuzlu su olan Akdeniz suyuysa dipten geçer. Az miktarda su da Çanakkale ve İstanbul Boğazları aracılığıyla Karadeniz'den gelir. Atlantik'ten gelen su, Cebelitarık boğazından geçtikten sonra Afrika'nın kuzey kıyısı boyunca ilerler. Tüm etkenler sonucunda, Akdeniz'in su tuzluluk seviyesi sabit kalır. Akdeniz'in suyunun büyük kısmı buharlaşır. Buharlaşma ile Akdeniz'in tuzluluğu ve yoğunluğu artar. Genellikle buharlaşma yoluyla kaybedilen su, yağmur ve nehir suyuyla kazanılandan daha fazladır. Akdeniz, buharlaşma sonucu yitirdiği suyun ancak üçte birini akarsularla yeniler.
Ege Denizi
Ege Denizi’nin Genel Özellikleri
Ege, doğu Akdeniz’in dört iç denizinden biridir. Doğu Akdeniz’de batıda İyon Denizi’nden
ve güney doğudaki Levantin Denizi’nden bir dizi adanın ve aralarındaki dar ve derin boğazlarin oluştur-
duğu bir yayla ayrılmıştır. En derin yerlerinde 2500m. ye ulaşır. Marmara ve Akdeniz’in ortasında bulunuyor olması su alış-veriş konusunda büyük öneme sahip olmasını sağlar. Fakat Ege Denizi’nde girinti ve çıkıntıların çokluğu, ayrıca çok fazla adaya sahip olması su alış-verişinde kısıtlayıcı bir etken oluşturur. Ayrıca bu durum mevsimsel değişimlerin çokluğuna sebep olur.
Sıcaklık
Yapılan mevsimsel ölçümler sonucu Kuzey Ege’ güz aylarında 13-15 °C sıcaklığındaki Karadeniz suyu, yaz aylarında 21-23 °C’ye yükselmesine rağmen sıcaklık profilleri yüzeyden derinlere doğru güz ve yaz aylarında birbirine zıt bir değişim göstermektedir. Diğer bir değişle yaz aylarında yüzeyden derinlere doğru sıcaklık azalışı gözlenirken güz aylarında bunun aksine bir azalış belirlenmiştir.
Tuzluluk
Deniz suyunda tuzluluk değişimlerini, kıyı bölgelerde nehir sularının karışımı önemli ölçüde etkilemektedir. Tuzluluğu etkileyen diğer önemli etmende buharlaşma ve yağış arasındaki ilişkişdir. Yüzey sularının mevsimsel tuzluluk değişimleri ise çok az olup %10’u geçmemektedir. Mevsimlere bağlı sıcaklık değişimi paralelinde yüzey sularında tuzluluk değerlerinde farklılık gözlenmesine rağmen derinlere doğru bu fark daha az olarak saptanmıştır. Kuzey Ege’de Çanakkale boğazının yakınındaki istasyonlarda Karadeniz sularının etkisiyle yüzey sularında düşük tuzluluk ölçülmüştür.
Mevsimsel Değişiklikler
Ege Denizi üstünde egemen olan Akdeniz iklimi, bu büyük su kütlesinin etkisiyle bazı değişikliklere uğrar: Ege Denizi’nin etkisi, donlu günlerin sayısını azaltır. Denizi suyu sıcaklıkları da genelde kuzeyden güneye doğru artar. Bu artış kışın daha çok belirlidir. Kıyı ve adalarda kışları yağışlı bir Akdeniz iklimi görülür.
Yazın bütün Ege Denizi ısınır. Kuzey ve güney yüzey suları arasındaki sıcaklık farkı, 1°-2°C’a iner. Sıcaklığın en yüksek olduğu ayda Ege Denizi’nin her yanında deniz suyu sıcaklığı 23°-24°C arasındadır.
Ege Denizi’nde yıllık yağış tutarı kuzeyden güneye gidildikçe azalır. Yağışlar genellikle kış aylarında toplanmıştır. Komşu karalarda olduğu gibi, Ege Denizi alanında da yazlar çok kuraktır. Yazın Ege Denizi’nin her yanında, kuzeyden ve kuzeydoğudan “etezyen” adı verilen şiddetli bir rüzgar eser. Ege Denizi, biyoloji ve hidroloji özellikleri bakımından Karadeniz ile Akdeniz arasında bir geçiş alanı oluşturur.
Çanakkale Boğazı’ndan üst akıntısıyla gelen ve besin tuzları, oksijen ve plankton bakımından zengin olan Karadeniz suları, kuzeydeki balık yaşamını olumlu yönde etkiler. Ege Denizi, oksijen bakımından zengin olmasına karşın, fosfat ve nitrat bakımından yoksuldur. Bu yüzden güney bölümü, dünyanın balık bakımından en yoksul denizlerindendir.Ege suyunu hareketlendiren 4 etken vardır.
Akıntılar ve Yoğunluk
a ) Karadeniz Suyu
Çanakkale boğazına gelen 6500ton/sn debili karadeniz sularının kış aylarında salinite farkından dolayı oluşturduğu akıntıların yanı sıra yaz aylarında ise Ege deki güneyli rüzgarların etkisi vardır. Özellikle Eterian rüzgarlarının etkisi ile Karadeniz suyu yön değiştirerek güney doğuya akmaya başlar
b ) Atlantik Suyu
Egede su sirkülasyonunu belirleyen ikinci akıntı Doğu Akdenizden Ege ye doğru olan Atlantik suyunun hareketidir. Buradaki oldukça dar kanallarda yüzey altı düşük saliniteli Atlantik suları mevcuttur. Cebellitarıktan başlayıp boğazlara kadar giden bu sular salinite farkından dolayı bu akıntıları oluştururlar
c ) Doğu Akdeniz orta derinlik suyu
Bu akıntılar tüm Akdeniz olduğu gibi Ege yi de etkilemektedir. 50-200m arası maksimum saliniteye sahip bu su kütlesi, sıcak ve soğuk hava akımlarının da etkisiyle bu akıntıalrı oluşturur. Su sıcaklığını 15°C ye kadar düşüren bu su kitlesi hakkında fazla bulgu mevcut deildir.
d ) Dip suyu
Dip suyu tüm denizlerimizde olduğu gibi sıcaklık ve yoğunluk farkından dolayı çok yoğun suyun dibe, az yoğunun üste çıkma isteği ve soğuk suyun dibe sıcak suyun yüzeye çıkma isteğinden meydana gelir